Ödevlerim
 

 

 "Türküm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!"

 



Din Dersi Ödevi

 

Konu: İslamda Temizlik

 

Ali o gün çok heyecanlıydı. Öğretmenleri onlara "İslamda Temizlik" konulu bir ödev vermişti. Bu konu hakkında istedikleri kaynaklardan bilgiler toplayıp, sonra da onları bir kağıda yazarak sınıfta anlatmalarını istemişti. Ali bugüne kadar temizlik konusunda bildiklerini yerine getiriyordu. Ama bunları nasıl anlatacağına bir türlü karar veremiyordu. Elbette ki bu konu hakkında bilmediği daha pek çok şey vardı. Ali'nin aklına güzel bir fikir geldi. Öğretmenleri her türlü kaynaktan bilgi toplayabileceklerini söylediğine göre apartmanlarında oturan Ahmet Dede'den pekala bilgiler alabilirdi. Hemen defterini ve kalemini aldı, annesinden izin isteyerek Ahmet Dede'nin evine gitti. Ahmet Dede, Ali'nin bu davranışından dolayı çok memnun oldu. Beraber sohbet etmeye başladılar:

Ali: Ahmet Dede. Her insan temiz olmalı ama okulda bazı arkadaşlarımı görüyorum sabah okula geldiklerinde yüzlerini bile yıkamamış oluyorlar.

Ahmet Dede: Aliciğim; Allah Kuran'da müminlere temiz olmalarını, pislikten uzaklaşmalarını emretmiştir. Kuran ahlakını yaşamayan insanlar her konuda olduğu gibi temizlik konusunda da Kuran ahlakını yaşamadıkları için bu gibi kötü durumlara düşerler. Müminler fiziksel olarak tertemiz insanlardır. Bedenleri, yedikleri yiyecekler, giydikleri giysiler, yaşadıkları ortamlar her zaman temizliği ve düzeniyle göze çarpar. Bulundukları her yeri Kuran'da tarif edilen, tertemiz cennet ortamlarına benzetmeye çalışırlar. Allah müminlerin temizlik anlayışının nasıl olması gerektiğini Kuran'da şu ayetlerle bildirmiştir:


"… Bana hiçbir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut."
(Hac Suresi, 26)

"Ey iman edenler size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyin..."
(Bakara Suresi, 172)

"Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp-uzaklaş."
(Müddessir Suresi, 4-5)

Ali: Peki Allah'ın Kuran'da bildirdiği temizliği yaşayabilmek için müminlerin neler yapmaları gerekir?

Ahmet Dede: Allah insanlara temizlenmeleri için suyu yaratmıştır. Su, büyük bir nimettir, insanların Allah'a şükretmeleri için bir vesiledir. Sabah kalkar kalkmaz elini yüzünü yıkamak, duş alıp güne tertemiz başlamak yapılması gerekenlerin en başında gelir. Allah insanlara temizlenmeleri için gökten su indirdiğini Kuran'da şöyle bildirmiştir:


"... Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu."
(Enfal Suresi, 11)


Ali: Ahmet Dede, bu ayetten şeytanın insanlara pislik verdiğini anlayabiliriz, öyle değil mi? Yani pis olan insanlar şeytana uymuş oluyorlar.

Ahmet Dede: Allah bu ayette, şeytanın pisliği hoş göstermeye ve temizlenmekten alıkoymaya çalıştığını bildirerek insanları uyarmıştır. insanı Allah'ın yolundan saptırmaya çalışan şeytan, temizlenme konusunda da insana sürekli telkinde bulunur. Örneğin, yemeklerden sonra diş fırçalamayı ya da mümkün olduğu kadar düzenli bir şekilde duş almayı insanlara zor göstererek erteletmeye, daha sonra da tamamen unutturmaya çalışır. Birkaç defa bu konuda gevşeklik göstermek çok önemli sonuçlar doğurmasa da, zamanla insanın görünüşünde ve sağlığında bozulmalara sebep olur. Şeytanın amacı da zaten budur. Büyük bir kin duyduğu ve cehenneme sürüklemeye çalıştığı insanın pislik içinde yaşaması, cildinin bozulması, dişlerinin çürümesi, kötü bir görüntüye sahip olması ve sağlığının bozulması onun en büyük arzusudur. Ancak Kuran ahlakını yaşayan bir insan şeytanın bu telkinlerine karşı uyanık ve dikkatlidir. Temizlenme konusunda da en ufak bir gevşeklik göstermez. imkanı olduğu kadar her koşulda temizliğine dikkat eder.

Ali: İnsanların bazıları temiz ve düzenli olsalar da her zaman aynı şekilde görünmüyorlar. Mesela sadece bayramlarda veya belirli günlerde temiz ve düzenli, diğer zamanlarda ise bakımsız görünüyorlar. Onların temizlik anlayışları nedir?

Ahmet Dede: Kuran ahlakını yaşamadıkları halde bazı insanlar da temizliklerine çok dikkat eder ve önem verirler. Ancak, amaçları ve niyetleri nedeniyle iman edenlerden kesin olarak ayrılırlar. Bu insanların amacı, insanlar tarafından eleştirilmemek, onlara güzel görünmek, kötü kokmamaktır. Temizlenirken Allah'ın rızasını düşünmedikleri için yalnız olduklarında ya da önemsemedikleri insanların yanında bulunduklarında görünüşlerine ve temizliklerine dikkat etmezler. Ancak bir mümin, insanlar tarafından beğeni kazanmak için değil, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak, O'nun emrini yerine getirmek için temizliğine önem verir; günlerce kimse ile görüşmese de her zaman temiz ve bakımlıdır.

Ali: Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim Ahmet Dedeciğim. Anlattıklarını düşünerek hem yazımı yazacağım, hem de bundan sonra temizlik konusunda daha dikkatli olacağım.

Ali hemen eve gitti ve ödevini yazmaya başladı. Yazdıklarını bir an önce okulda arkadaşlarına ve herkese anlatmak için büyük bir heyecan duyuyordu. Onun Kuran ahlakını anlatmak için duyduğu bu şevk ve heyecan, iman eden her insanda olması gereken, mümin alametlerinden biridir.

 


İslâm'ın Temizliğe Verdiği Önem 

İslâm dini temizlik üzerine kurulmuştur. Müslüman demek temiz insan demektir. Temiz olanları hem Allah, hem de insanlar sever. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor :
"Şüphesiz ki Allah, çokça tevbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever." (32)
Allah'ın sevdiği kişilerden olabilmemiz için temizliğe dikkat etmemiz gerekir. Sevgili Peygamberimiz: "Temizlik imanın yarısıdır." (33) buyurarak dinimizin temizliğe verdiği önemi belirtmiştir.
Müslüman namaz kılarken Allah'ın huzurunda bulunur. Allah'ın huzuruna çıkmak için beden, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması gerekir. Dinimiz iç temizliğine de büyük önem vermiştir. Müslümanın dışı temiz olduğu gibi kalbi ve rûhu da temiz olmalıdır.


Beden ve Ruh Temizliği 

Namazın şartlarından birisi de abdest almaktır. Abdest almakla belirli organlar hergün birkaç defa yıkanmış olur. Bundan başka namaz kılan kimsenin bedeni, elbisesi ve namaz kılacağı yerin de temiz olması gerekir.
Gusül yapmak yani bütün vücudu yıkamak, gerekli hallerde farzdır. Gerekli olmadığı zamanlarda en az haftada bir defa vücudu yıkayıp temizlemek Peygamberimizin emridir. Peygamber Efendimiz, dişlerin temizliği üzerinde önemle durmuş ve «Misvak (diş fırçası) hem ağzı temizler, hem de Allah'ın rızasını kazandırır.» (34) buyurmuştur.
Peygamberimiz «Din temizlik üzerine kurulmuştur.» (35) sözleri ile dinin temelinin temizlik olduğunu bildirmiştir.
Dinimiz, dış temizliğinde olduğu gibi ruh temizliğine de büyük önem verir. Ruh temizliği, gönlümüzü her türlü kötü duygu ve düşüncelerden arındırmak ve bunların yerine iyi duygular yerleştirmektir.
Böyle temiz bir kalb ve kötülüklerden arınmış bir ruhla Allah'ın huzuruna çıkanlar kurtuluşa ereceklerdir.
Peygamberimize, insanların en üstün olanı kimdir? diye soruldu, Peygamberimiz bu soruya şu cevabı verdi:
«Kalbi temiz, sözü doğru olandır.» Gerçek müslüman, içi ve dışı temiz insan demektir.

Çevre Temizliği 

Temizlik sadece vücut, elbise ve evlerin iç temizliğinden ibaret değildir. Dinimizde temizliğin alanı çok daha geniştir. Bu sebeple çevre temizliği üzerinde ayrıca durmamız gerekir. Çünkü çevre temizliği yalnız kendimizi değil, başkalarını da ilgilendiren bir konudur. Çevreyi kirletmek başkalarını rahatsız etmek, diğer insanlara zarar vermek demektir. Halbuki müslüman başkalarına zarar vermeyen, hiç bir canlıyı incitmeyen insandır.
Peygamber Efendimiz: "Avlularınızı temizleyiniz." (36) buyurarak evlerin çevresinin de temizlenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Temiz olan çevreyi pisletmek çok kötü bir iş ve müslümana yakışmayan çirkin bir davranıştır.
Peygamber Efendimiz: "Lânete uğramışlardan olmaktan sakının" buyurdu.
Bunun üzerine Ashap:
– Bunlar kimdir. Ya Rasûlellah? diye sorunca, Peygamberimiz:
– "Halkın gelip geçtiği yolu ve gölgelendikleri yerleri kirletenlerdir." (37) buyurdu.
İnsanların gelip geçtiği yolları, oturup kalktıkları ve dinlendikleri yerleri kirleterek başkalarının rahatsız edilmesi İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz. Müslüman diğer insanları rahatsız eden davranışlarda bulunmaz, bulunmamalıdır.
Peygamberimiz; mescidin duvarında gördüğü tükrüğü bir taş parçası ile bizzat kazıyıp ortadan kaldırmıştır. Bu, onun çevre temizliğine ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
Peygamberimiz, yerlere tükürmeye bile izin vermezken, bir müslüman nasıl olurda çevreyi kirleterek insanları rahatsız edebilir. Nasıl olur da başkalarının zarar görmesine sebep olacak davranışlarda bulunabilir?
Allah Tealâ Kur'an-ı Kerimde, temizliğe riayet edenleri sevdiğini bildiriyor. Öyle ise temiz olalım, çevremizi temiz tutalım ki Allah'ın sevdiği kullardan olalım. Temiz olanları insanlar da sever. Çevreyi kirleterek başkalarının nefretini değil, temizliğe dikkat ederek sevgisini kazanmaya çalışalım
.

 

 
  Bugün 19080 ziyaretçikişi burdaydı!  
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol